Selam. Adım Ufuk, 24 yaşındayım, Ankara’lıyım ama okulum nedeniyle Antalya’da bulunuyorum. 1,78 boyunda ve 70 kilodayım, kumral tenli, oldukçada yakışıklıyım, kendini beğenmişlik ve ukalalığı asla sevmeyen birisiyim. Ailemin maddi durumu iyi olduğu için burda rahat bir hayat sürüyorum. Kendime ait bir de arabam var. Antalya gibi bir yerde arabasız gerçekten olmuyor. Gezmeyi çok seven birisi olarak hafta sonları sürekli Antalya’nın doğa harikalarını ve turistik bölgelerini geziyorum.
Bundan yaklaşık 3 ay önce, Ankara’dan samimi olduğum Murat adlı arkadaşım aradı. Hal hatır faslından sonra bana, Kemer’de özel bir hastanede hemşire olarak çalışan bir arkadaşının bulunduğunu, adının Selin ve 21 yaşında olduğunu, kendisiyle tanışmam gerektiğini söyledi. Murat daha önce Selin’le telefonda konuşmuş, Selin kendisine Kemer’de çok sıkıldığını, çevreyi bir türlü gezemediğini söylemiş. Bunun üzerine Murat benden bahsederek, benim de Antalya’da olduğumu ve gezmeyi çok sevdiğimi, güvenilir birisi olduğumu ve tanışmamız gerektiğini söylemiş. Selin’in kabul etmesi üzerine Murat beni aramış. Selin’le önce tanışmak istemedim, “Murat oğlum, başımı ağrıtma, kız yaramaz çıkar falan…” dedim. Murat ise Selin’in tanışmaya değer birisi olduğunu söyleyince kabul ettim.
Selin’in telefon numarasını istedim ve aradım. “Merhaba ben Ufuk, numaranı Murat’tan aldım…” deyince, “Antalya’daki Ufuk mu?” dedi. “Evet.” dedim. Selin, “Murat senden çok bahsetti, müsait olursan Kemer’e gel, hem tanışırız hem de takılırız.” dedi. Hafta sonuydu zaten, “Müsaitim, eğer sen de müsaitsen, hazırlanmamla birlikte bir saate Kemer’deyim.” dedim. Selin akşam nöbeti olduğu için gece çalışıyordu. “Tamam gel, beni lojmandan alırsın.” dedi. Kemer’i biliyordum, ama lojmanı bilmiyordum. Kuzdere diye biryer tarif etti. “Tamam bulurum, saat 14:00’de yanındayım.” dedim ve yola çıktım. Kemer’e gelince benzinliklerin birisine Kuzdere’yi sordum. Tarif üzerine buldum ve lojmanın önünde beklemeye başladım. Selin’in nasıl birisi olduğunu gerçekten çok merak ediyordum. Murat Selin’in güzel bir kız olduğunu söylemişti.
Kapıda birisi göründü, biraz yaklaşınca inanın gözlerime inanamadım, gördüğüm görüntü beni şok etmişti. Uzun boylu, açık tenli ve kilosu çok idaeldi. Dizlerinin bir karış üstünde siyah dar bir etek, kalçalarının çıkıntısı, toplu ve yuvarlak görüntüsü, kalçalarının ne kadar güzel ve harika olduğunu belli ediyordu. Bacaklarında desenli çoraplarıyla harikalar saçıyordu. Üzerinde beyaz bir gömlek vardı, üstten bir düğmesi açıktı. Göğüsleri, sanki daha önce hiç el değmemiş gibi, toplu ve dolgun duruyordu. Yüksek topuklu ayakkabı giymiş, gayri resmi görünüyordu. Saçları omuzlarında, hafif rüzgarın etkisiyle dağılıyordu. Selin gerçekten güzel bir kızdı.
Yerimde duramıyordum. Ben de çok yakışıklıyım ve gayet te bakımlıydım, ama yine de beğenmezse diye çok endişeliydim. Nihayetinde arabaya geldi, önce binmedi, bana bakarak, “Ufuk mu?” dedi. “Evet.” deyince arabaya bindi. Dar olan eteğini biraz toplanmıştı, bacakları sütün gibiydi, çok düzgün ve çok çekiciydi. “Tekrar ben Ufuk, merhaba!” dedim. “Ben de Selin, memnun oldum.” dedi. Çok heyecanlıydım. Daha önce böylesini görmemiştim, huyunu suyunu bilmediğim için tereddütlü davranıyordum. Selin bunu anlamış olmalı ki, rahat olmamı istedi. Ama olamıyordum. Selin’e, “Rahat olmamı istiyorsunuz, ama olmama içim elvermiyor.” dedim. “Neden?” dedi. “Bunun nedeni harika görüntünüz!” dedim. Teşekkür etti, “Siz de tahmin ettiğimden daha yakışıklısınız!” dedi. Murat beni biraz anlatmış olmalı ki, Selin de bu ön yargıya varmış. Ben de kendisine teşekkür ettim.
Bana nereye gittiğimizi sordu. “Nereye istersin?” dedim. “Ben buraları bilmiyorum…” dedi. Ben ise Kemer’i iyi biliyordum, Çamyuva, Göynük derken en son Kelebekler Vadisine götürdüm. Selin’le koyu bir sohbetimiz olmuştu. O gün Selin’i ürkütmemek için kendisine fazla yaklaşmadım, onu tekrar lojmanına bıraktım. Bana çok mutlu olduğunu ve muhteşem bir gün geçirdiğini söyledi. Ben de, “Bunu sağlayan senin varlığındı!” diyerek inceden bir mesaj vermiş oldum. Tebessüm ederek gülümsedi ve ayrıldık.
Antalya’ya eve gelir gelmez Selin’e mesaj attım, “Seninle çok mutluydum!” diyerek. Karşılığında cevap gelmedi. Heyacanla beklerken sonunda bir mesaj geldi, “Kusura bakma geç cevap verdim, nöbetim için hazırlanıyordum.” deyince çok rahatladım. Bir mesaj daha geldi, “Sen aklımdaydın, bu günü ben de düşünüyordum.” diye yazıyordu. Yarın pazardı, ben yine müsaittim, bunu Selin’e nasıl söyleyim diye düşünürken, Selin’den bir mesaj daha geldi, “Bir daha nezaman geleceksin?” diye. Hemen, “Yarın!” dedim ve gönderdim. Gelen cevaplarda Selin de sevincini belli ediyordu. Yarın nereyi gezmek istediğini sorduğumda, Selin’in cevabı, “Antalya Side tarafı.” oldu. Benim için sorun yoktu, “Tamam!” dedim. Pazar günü saat 9:00 da buluşmak üzere sözleştik, ama mesajlarımızın ardı arkası kesilmiyordu, birbirimize sürekli teşekkür ediyorduk, ama ilgimizi yavaş yavaş belli etmeye de başlamıştık. Selin Kemer’de yeni olduğu için kimseyi tanımıyordu ve erkek arkadaşı da yoktu. Bunu bıraksam anında kaparlardı. Bırakma niyetim de hiç yoktu. Pazar sabahına kadar Selin gece nöbetinde, ben ise gece yatağıma uzanarak mesajlaştık.
Pazar sabahı lojmanın önünde Selin’i bekliyordum. Selin yine muhteşem görüntüsüyle kapıda göründü. Üzerinde bu gün yine dizlerinin üstünde, yalnız dar olmayan bol bir etek vardı. Sanrım dün arabada rahat oturamadığını düşünmüş olmalı ki, bol eteği tercih etmişti. Bacaklarında desenli çorap yoktu, bacakları düşündüğümden daha pürüzsüz daha güzeldi, sütun gibiydi. Üzerinde ise dar bir mavi badi vardı, göğüsleri adeta belli oluyordu. Arabaya bindiği an öyle güzel parfüm kokusu vardı ki, o kokuyu içime çekiyordum. Bu sefer birbirimize, “Merhaba canım!” diyerek, yanaklarımızdan öpüşerek selamlaştık, artık daha samimiydik.
Selin’in çıplak bacakları yanıbaşımda, benim aletimin kalkmasına neden oluyordu ve bu durum karşısında utanıyordum. Benim gözüm yola odaklandığı için, Selin rahatça çevresine bakıp, benim aletin hareketliliğinin farkına kesinlikle varıyordu. Gittiğimiz yol üzerinde gözlemeciler vardı. Durumumu toplamak için durmalıydım, çünkü aletimin ineceği yoktu. Gözlemecinin birisinde durduk, birer gözleme yedik, çay içtik yola devam ettik. Selin’in düzgün harika bembeyaz bacakları yine yanıbaşımda, üstüne üstlük eteği de biraz toplanmış vaziyetteydi. Benim alet yine kalkmaya başlamıştı. Artık Manavgat’a gelmiştik.
Manavgat şelalesini gezdikten sonra Selin’in uykusuzluğu dikkatimi çekti, gece nöbettten çıkmıştı. “Senin uykun var, istersen seni lojmanına bırakayım?” dedim. “Gerek yok, dayanırım.” dedi. “Hayır olmaz…” dedim. Ama tekrar Kemer’e dönmek çok vaktimizi alacaktı, “İstersen benim Antalya’daki ev yakın, ben aşağıda takılırım, sen çık uyu.” dedim. Güldü, “Öyle şey olmaz!” dedi. Ona güven vermeliydim, bir kızı eve çağırmak neyi ifade eder bunu düşünerek, “Evet olur, ben aşağıda takılırım, sen çık uyu biraz!” dedim. “Hayır, sen de gel o zaman!” dedi. Çok heyecanlanmıştım. Ama Selin ekledi, “Sen diğer odada oturursun, ben diğerinde uyurum!” dedi. “Tamam!” dedim.
Asansöre binince birden orda ona saldırmak geçti içimden, çünkü nefesini nefesimde hisediyordum. Kata gelince asansörden indik ve eve girdik. Selin çok yorgun olmalıydı ki, hemen Çek-Yat’a uzandı. Ona bir kahve yapıp getirdim. Kendime de bir bira açtım. Selin karşımda muhteşem bir görüntü sergiliyordu. Bana, alkolü sürekli kullanıp kullanmadığımı sordu. “Hayır, nadir alırım.” dedim. Kendisine de teklif etmiştim, ama o hiç kullanmıyordu. Artık biram da bitmişti. Selin’e, “Bu odada kalıp sen uyurken izleyebilir miyim?” dedim. Selin de, “Hayır, sen diğer odaya gidiyorsun!” dedi. Boynumu bükerek gidiyordum ki, Selin, “Tamam tamam, kal burada!” dedi. Cesaretlenmiştim, yanı başına oturmuştum. Selin’e, “Dizlerimin üzerine uzanır mısın?” dedim. Selin’in de bana ilgisi artmıştı, bunu bakışlarından anlayabiliyordum, gözlerime bakarken gözlerinin içi gülüyordu. Selin başını dizlerimin üzerine koyarak uzandı. Çıldırmak üzereydim, dayanamıyordum. Selin’in eteği iyice toplanmış, baldırlarına kadar görünüyordu. Bacakları adeta, gel beni ye, somur, ısır, kopart diyordu.
Bir ara Selin’in saçlarını okşamaya başladım. Selin, “Dur bakalım, ne yapıyorsun?” dedi. Ben utancımdan boynumu bükmüş, masumca duruyordum. Selin, “Okşa canım, hemen de küsermiş…” diyerek ellerimi tutmaya başladı. Selin’e, “Seni ilk gördüğüm andan beri çıldırıyorum sana, deliriyorum, anlamadın mı?” dedim. Selin, “Anlamamış olsaydım yanında olmazdım şimdi!” diyerek doğruldu, dudaklarımız birden kenetlendi. Dudaklarımızı ayırmak mümkün değildi. Selin’in dudakları çok ateşliydi, bir üst dudağını emiyor, bir alt dudağını emiyordum. Bazen dilini bile yutacak kadar ağzıma alıyordum. Hemen Selin’in üstüne geçip boynunun her karışını yalıyor, moratmamaya dikkat ederek emiyordum. Ama boyun altı ve arka kısmı saçlarının altında kaldığı için o tarafı çürütmüştüm. Selin altımda çıldırıyor, saçlarımı okşuyordu…
Sıra Selin’in göğüslerine gelmişti. Gömlek düğmesinin sadece ikisini açtım, göğüsler birbirine çok yakın, sivri uçları ve toplu haliyle emilmeye hazır halde bekliyordu. Daha önce fazla emilmediği belliydi. Selin, “Hadi erkeğim, ye bitir onları!” diyordu. Acelem yoktu. Ben üzerimdeki tişörtümü çıkartıp attım, üstüm çıplaktı. Selin vücudumu emmek istiyordu. Ben onun göğüslerine eğildikçe, o da ateşli dudaklarıyla omuzlarımı somuruyordu. Selin’in ellerini başının altına koydum, göğüsleri iyice dikilmişti, sivri uçları sırayla ağzımın içine alıp, diğer elimle de Selin’in diğer göğsünü okşuyor, sıkıyordum. Selin altımda çıldırıyordu. Bir müddet göğüslerini yaladım, hatta bir ara ağzımın içine kadar vakum gibi çektim. Artık aşağılara inme vaktim gelmişti, o muhteşem bacakları mosmor etmeliydim, ama görünmeyecek yerlerini. Yani amının kenarlarını ve hemen aşağılarını…
Selin’in göğüslerinden yalayarak küloduna kadar gelmiştim. Eteğini çıkartmıyordum, çünkü böyle daha sexydi. Eteğini beline kadar topladım, külodunu yavaşca çıkartıyor, çıkartırken de görünen heryerini öpüyor, kokluyor, yalıyordum. Selin’in iniltileri artmıştı, “Hadi, ne bekliyorsun, gir artık içime!” diyordu. Ben de dayanamıyordum, ama Selin’e doymalıydım. Külodunu tamamen çıkartmıştım. Amı tertemiz ve çok küçüktü, belli ki Selin’i yırta yırta sikecektim. Külodunu ayak parmaklarından çıkardığım için, bu sefer ayak parmaklarından başlayarak sütün gibi bacakları öpüyor, hafif hafif ısırıyor, doya doya okşuyordum. Selin gözlerini kapatmış, “Ne olur yalvarırım, sok artık!” diyordu. O muhteşem küçük ve daracık amına gelene kadar ben de iyice kudurmuştum.
Amını deliler gibi yalıyor, iki elimle de o çıkıntılı kalçalarını yoğuruyordum. Hatta bir ara kalçalarından sıkıca tutarak başımı amına iyice bastırdım. Selin çıldırmıştı, hemen pantolonumu ve külodumu çıkarttı. Taşaklarımı ağzına alarak, yalamıyor sanki yutuyordu. Dilini çok güzel kullanıyor, yarrağımı delirmişcesine yalıyordu. Yarağımı ağzının içine alıp, ağzını öyle bir sıkıyordu ki neredeyse boşalacaktım. Hemen Selin’i yatağa yatırdım, amını bolca tükürüğümle ıslattım. Yarağım zaten Selin’in ağzından sulu çıkmıştı. Selin, “Ne olur yavaş sok!” dedi, biraz korku içindeydi, çünkü amı çok küçüktü…
Selin’in bacaklarını yana açarak, yarağımın başını amına dayadım. Artık sokmak için çok sabırsızdım. Derken başını soktum. Selin bana sıkıca sarılmış, yırtınıyordu. Bir hamle daha yaparak yarağımı yarısına kadar soktum. Selin’in amı cayır cayır yanıyordu. Böyle dar am görmemiştim. İnanın çok zor giriyordu. Oysa yarağımın boyu da normaldi. Bu beni daha da azdırıyordu. Yavaş yavaş derken, artık köküne kadar girip çıkıyordum. Selin delirmişti, çığlık atmaktan gözünden yaşlar geliyordu. Aynı hareketi tekrar yapıp, dolgun kalçalarından tutarak Selin’i iyice kendime çektim. Selin zevkten öyle bir bağırmıştı ki, onu böyle mutlu etmek beni de ateşliyordu. Yaklaşık 10 dakika kadar amına girip çıktım. Selin’in hiç hali kalmamıştı, ben de dayanamayıyor, artık boşalmak istiyordum. Selin içine boşalmamı istediğinde ben tereddüt ettim. Selin, “Korkma canım, ertesi günü hapı alırım!” dedi. Sonuçta hemşireydi, üstesinden gelirdi…
Selin’in içine volkan gibi patladım. Selin de orgazm olmuş, bana sımsıkı sarılmıştı. O gün Selin’i bir daha siktim, ama fazla yormak istemedim, çünkü zaten çok yorgundu uykusuzdu. Artık her hafta sonu ve bazen de hafta içi Selin’le buluşuyor, deliler gibi sevişiyor, sikişiyoruz 🙂
Merhaba, adım Aysel. Biz Almanya'da yaşayan evli bir çiftiz. Ben 31 yaşında, esmer, düzgün fiziği…
Merhaba arkadaşlar. Son yaşadığım olaydan sonra bunu sizlerle paylaşmaya karar verdim. Kendimle ilgili teferruata gerek…
Selam arkadaşlar, ismim Vural. Kuşadası'nda yaşıyorum ve Türkiye'nin büyük bir seyahat acınasında Kokartlı Profesyonel Turist…
Selam 'Gerçek Porno Hikaye' sitesinin okuyucuları. Adım Ertan, 23 yaşındayım ve Siirt'te oturmaktayım. Bu siteyi…
Adım Nilgün, 51 yaşında, 1.65 boyunda, balık etinde, hafif dolgun kalçalı bir bayanım. 5 yıl…
Merhabalar. Adım Zerrin, 46 yaşında, esmer ve dul bir kadınım. 2 yıl önce bir trafik…