Tahir, lavaboda bulaşık yıkayan anneme belinden sarılmış, “Beni yanlış anladın, ben seni seviyorum. Hadi ama, yapma böyle!” deyip duruyor, annem de, “Sen kalbimi kırdın. Hem bana hem kızıma yazılıyorsun. Terbiyesizsin sen, ahlaksızsın!” diyordu. Tahir sürekli anneme kur yapıyor, ama annem karşılık vermiyordu. Tahir anneme, baş başa kaldıklarını, kızı gönderdiğini söyleyince, annemin suratı asılır gibi oldu ve “Ben de şimdi çıkacağım!” dedi. Tahir annemin elini tutup, “Nereye gidiyorsun, bırakmam!” dedi. Annem, “Bırak beni! Ne yapıyorsun?” dese de, Tahir, “Gidemezsin!” diyordu. Annem zorla elini çekmeye çalıştı, ama Tahir bir türlü bırakmıyordu. Annem Tahir’in suratına diğer eliyle bir tokat attı, ama Tahir oralı olmadı hiç ve annemi tutmaya devam etti…
Sonra Tahir anneme, “Seni de kızını da bir şartla bırakırım!” dedi. Annem, “Ne istiyorsun?” deyince, Tahir, “Bu akşam benimle beraber olacaksın, hepsi bu!” dedi. Annemin suratı kıpkırmızı oldu, “Ne diyorsun sen?” dedi. Ama Tahir, “Kabul etmezsen kayınbabana benimle olduğunu söyler, gelininiz ölmüş kocasını boynuzluyor derim!” dedi. Annemin kendisine yazdığı mesajları da kanıt olarak göstereceğini söyledi. Annem Tahir’e vurmaya çalıştı, ama Tahir elini tutup bükmeye başladı. Annemin canı yanıyordu. Tahir sürekli, “Kabul ediyor musun?” diye soruyordu. Sonunda annem pes edip, “Tamam, yapacağım, bırak kolumu!” dedi. Tahir de, “Ha şöyle, yola gel!” deyip annemin elini bıraktı. Sonra gömleğinin cebinden küçük bir hap çıkarıp kendi ağzına attıktan sonra, kendi üzerindekileri tek tek çıkartıp soyunmaya başladı. Çırılçıplak kalmıştı…
Tahir uzun boylu, geniş omuzlu, kaslı bir erkekti. Sürekli spor yaptığını bize anlatır dururdu. Annemse karşısında ayakta duruyordu. Tahir anneme sandalyeye oturmasını söyledi. Annem sandalyeye oturdu. Aynı bana yaptığı gibi anneme, “Yala!” diyerek, yarağını yalamasını söyledi. Annem sesini çıkarmadan Tahir’in yarağını yalamaya başladı. Annem benim gibi amatör değildi, iştahla yalıyordu. Tahir de, “Ohh, ohh, yala, yala!” diyerek inliyordu. Annem de Tahir’in yarağını daha bir iştahla yalıyordu…
Sonra Tahir, “Tamam bu kadar yeter!” diyerek yarağını annemin ağzından çıkardı. Annemi ayağa kaldırıp masanın üzerine uzanmasını söyledi. Annem masanın üzerine çıkıp sırt üstü uzandı. Annemin üzerinde renkli, omuzlarını da örten bir türbanı, gün içinde işyerinde giydiği uzun beyaz bir önlüğü, ayağında ten rengi naylon çorap ile siyah uzun topuklu ayakkabısı vardı. Tahir annemin önlüğünün düğmelerini tek tek açtı. Önlüğün altında siyah bir gömlek ile, siyah uzun ve geniş bir eteği vardı. Tahir annemin bacaklarını kaldırıp omzuna yasladı, annemin eteğini göbeğine doğru sıyırdı. Annemin çorapları dizüstünde baldırına geliyordu ve annemin beyaz külotu görünüyordu. Tahir annemin külotunu tutup aşağı doğru sıyırdı, bacaklarını iyice havaya dikip külotunu bacaklarından çıkarttı. Şimdi annemin hafif kıllı amını aynadan görebiliyordum. Kız çocuğu olmama rağmen, annemin amını bu zamana kadar hiç görmemiştim. Annemin bacakları bembeyaz, güneş yüzü görmemişti…
Tahir’in yarağı havaya doğru dimdik dikilmişti. Yarağını eliyle tutup annemin amına yavaşça soktu. Annemin yüzünün değiştiğini gördüm, ama annemden hiç ses çıkmıyordu. Tahir annemin bacaklarını iki yana açarak havaya dikti. Annemin sivri topuklu ayakkabı tabanları şimdi tavana doğru bakıyordu. Önce yavaşça, sonra da hızlanarak yarağını annemin amına sokup çıkarmaya başladı. Annemin belinden tutmuş kendine doğru çekiyordu. Annemse elleriyle masanın iki yanından tutmuştu. Tahir daha da hızlandı. Annemden bu sefer, “Ahh, ahh, ımm, ahh!” diye sesler çıkmaya başladı. Tahir yarağını sonuna kadar annemin amına sokuyor, içinde biraz bekliyor, sonra tekrar sokup çıkarmaya devam ediyordu. Annemden sesler yükselerek gelmeye devam ediyordu, canı yanıyor gibi bir hali vardı…
Tahir’in annemin amında gidip gelmeleri hızlanmaya devam ederken, masa şiddetli bir şekilde sallanıyordu. Bu sırada annemin memeleri gömleğinin ve sütyeninin içinde aşağı yukarı sallanıp duruyordu. Tahir’in kasıkları annemin kalçalarına çarptıkça, çıkan sesler mağazanın içinde yankılanıyordu. Bir süre sonra Tahir deli gibi, “Ohh, ohh!” diye inleyerek yarağını annemin amından aniden çıkardı, o sırada annem, “İçime boşalabilirsin!” dedi. Tahir yarağını tekrar annemin amına soktu. Benim ağzıma akan dölleri şimdi annemin amına boşalıyordu. Boşaldıktan sonra bir süre annemin amının içinde bekledi…
Tahir sonra yarağını annemin amından çıkarıp, mutfak tezgahından aldığı kağıt havluyla sildi. Annem de elleriyle masadan destek alıp kalktı, eteğini ve üstünü düzeltiyordu, “Tamam artık, istediğini aldın. Beni de kızımı da rahat bırak!” dedi. Tahir ise, “Ne bırakması? Artık sen benimsin!” dedi. Annem, “Sözünde dur Tahir, yoksa karına anlatırım herşeyi!” dedi. Tahir de, “Beni tehdit edemezsin!” diyerek annemin elini sıkıca tuttu. Annemin elini sıkıca tutmuş, parmaklarını büküyordu. Annem acı içinde kıvranıyordu. Derken Tahir annemin elini bıraktı…
Tahir’in yarağı halen dimdik duruyordu. Annem elini tutmuş ovalayarak acısını geçirmeye çalışıyordu. Tahir annemin üzerindeki beyaz önlüğü tutup çıkarttı. Annem üzerinde eteği, gömleği ve türbanı ile kalmıştı. Anneme, “Tamam, söz veriyorum, bu akşamdan sonra bir daha sana ve kızına bulaşmayacağım, ama bu akşamı hemen burada bitirmeye niyetli değilim!” dedi. Annem, “Hayvan herif!” dedi sinirle. Tahir ise annemin gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Annem birşey yapmıyor, sadece ayakta duruyordu. Tahir gömleği de çıkartınca annemin üst tarafı çıplak kaldı. Şimdi üzerinde türbanı ve eteği vardı sadece. Annemin memeleri beyaz sütyeninden taşacakmış gibi duruyordu. Annemin memelerini bu zamana kadar çok görmüştüm, memeleri benimkinden daha büyüktü. Tahir sütyeninin kopçasını açınca annemin memeleri ortaya çıktı. Meme uçları iriydi. Annem meme uçları belli olmasın diye sütyeninin içine pamuk koyardı hep. Şimdi Tahir’in çıkardığı sütyenin içinden iki parça pamuk yere düşmüştü. Annemin bembeyaz vücudunda hafif çil ve benler vardı. Annem 42 yaşındaydı, ama vücudu halen çok güzeldi. Sadece memeleri yaşı nedeniyle biraz sarkıktı, o kadar.
Tahir annemin memelerini öpmeye başladı. Sonra da meme uçlarını bebek gibi emmeye, elleriyle de dokunmaya başladı. Annemse öylece ayakta duruyordu. Tahir annemin memelerini daha çok sıkmaya ve meme uçlarını ısırmaya başlayınca, annemin canı yanmıştı, “Uff, ne yapıyorsun!” dedi. Tahir de annemin memelerine dokunmayı ve öpmeyi bıraktı ve anneme “Hadi, şimdi domal!” dedi. Ben mahallede çocuklar kendi aralarında konuşurken ‘Domalmak’ lafını çok duysam da, ‘Domalmak’ ne demekti bilmiyordum. Annem, “Domal!” lafını duyunca masaya dönüp, ellerini dirseklerinden masaya dayayarak eğildi. Şimdi annemin arkası Tahir’in önüne gelmişti. Annemin memeleri masanın üzerine yayılmıştı adeta. Domalmak buydu demek ki…
Tahir annemin arkasında durup, annemin eteğini beline doğru sıyırdı tekrar. Annemin amı arkadan yine ortaya çıkmıştı bu şekilde. Aynı zamanda annemin götünü de görebiliyordum şimdi. Küçük siyah bir delikti bu ve etrafı oldukça kıllıydı. Annemin götünü de ilk defa görüyordum böylece. Annemin ayağında yüksek topuklu bir ayakkabı olduğundan götü yukarda kalmıştı. Tahir yine dimdik duran yarağını annemin götünün yanaklarını iyice iki yana açınca ortaya çıkan amına soktu. Annemi belinden tutarak kendine doğru çekiyordu. Yarağını bu sefer deminkinden daha sert sokup çıkarıyordu. Annemden yine, “Ah, ahh, off, ahh, off!” sesleri geliyordu. Ama dikkat ettim, annem bu kez daha çok ofluyordu. Tahir’in sert yarak vuruşları ile annemin bembeyaz tombul götü yaylanıyordu. Mutfak masası kırılacak gibiydi. Annem masaya iyice yaslanmış, iki büklüm vaziyette acı çekiyordu…
Tahir yine yarağını sert sert sokup çıkarıyor, bazen de annemin amında bir süre bekliyor, yarağını amının içinde sağa sola çevirir gibi yapıyordu. Sonra tekrar hızlı hızlı sokup çıkarmaya devam ediyordu. Annemin memeleri masanın üzerinde ileri geri sallanıyordu. Başındaki türbanı da annem ileri geri gidip geldikçe rüzgarda savruluyormuş gibiydi. Bir süre sonra Tahir yine, “Ohh, ohh!” diye inleyerek annemin amına döllerini boşalttı. Döller annemin bacaklarından aşağı doğru akıyordu. Tahir bir süre daha annemin amında bekledi, sonra da yarağını çıkardı. Az önceki gibi kağıt havluyla yarağını tekrar sildi. Annem ise yavaş yavaş doğruldu. Belini tutuyordu. Annemin götü kıpkırmızı olmuştu…
Saate baktığımda saat 20:00 olmuş, mağaza kapanalı bir saat olmuştu. O sırada Tahir’in cep telefonu çaldı. Telefon pantolonunun cebindeydi, alıp açtı, “Tamam, siz yiyin yemeğinizi, ben biraz gecikeceğim, merak etme!” diyerek kapattı. Karısı aramıştı. O sırada annem ayakta sessizce durmuş, hafifçe belini ovuyordu. Tahir telefonunu elinde tutuyordu, bu sırada telefonunu annemin üzerine doğru tutup fotoğraf çekmeye başladı. Annem ne olduğunu anlayamamıştı, “Ne yapıyorsun sen?” dedi. Tahir de, “Resim çekiyorum, bu güzel anımızı ölümsüzleştirmek istiyorum!” dedi. Annem, “Hayvan herif!” diyerek elinden telefonunu almak istedi, ama Tahir daha önce davranıp telefonunu pantolonun cebine tekrar koydu, annemin havada kalan elini yakalayıp onu gerisin geri itti…
Annem geri geri giderken, ayağı yerde duran su damacanasına takılarak yere düştü. Tahir annemin bu görüntüsüne bakıp gülmeye başladı. Annemse yerden kalkıp onun üzerine atılmak istedi, ama Tahir daha güçlü olduğundan birşey yapamıyordu. Sonra annem ağlamaya başladı, “Kurban olayım Tahir bırak beni, çocuğum var benim, uğraşma benimle!” diyordu. Ama Tahir oralı değildi, annemin ağlamalarına karşı kayıtsızdı. Annem sandalyeye oturup elleriyle yüzünü kapamış ağlıyordu. Türbanı halen başındaydı. Tahir gömleğinin cebinden yine küçük bir hap çıkarıp ağzına attı. Bunun ne hapı olduğunu bilmiyordum açıkçası.
Beş dakika kadar annem ağladı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu, başörtüsü gözyaşları ile ıslanmıştı. Tahir ayakta durmuş anneme bakıyordu, sonra da, “Sana bir teklifim olacak, eğer kabul edersen seni de kızını da bırakacağım. Bu fotoğrafları da sileceğim!” dedi. Annem ağlamaya devam ediyordu, “Daha ne istiyorsun hayvan herif?” deyince, Tahir, “Eğer bana götten verirsen, seni bırakırım!” dedi. Annem çıldırmış gibi, “Ne dedin? Hayvan herif!” diye bağırdı. Tahir de, “Götten dedim, götten! Eğer bana götünden verirsen seni bırakırım dedim!” dedi. Bunu duyan annem Tahir’e saldırıp, vurmaya kalkıştı. Ama Tahir daha güçlüydü, annem birşey yapamıyordu. Annemi gerisin geri sandalyeye oturttu.
Annemden ses çıkmıyordu ve Tahir’in bu teklifini kabul edecek gibiydi…
Merhaba, adım Aysel. Biz Almanya'da yaşayan evli bir çiftiz. Ben 31 yaşında, esmer, düzgün fiziği…
Merhaba arkadaşlar. Son yaşadığım olaydan sonra bunu sizlerle paylaşmaya karar verdim. Kendimle ilgili teferruata gerek…
Selam arkadaşlar, ismim Vural. Kuşadası'nda yaşıyorum ve Türkiye'nin büyük bir seyahat acınasında Kokartlı Profesyonel Turist…
Selam 'Gerçek Porno Hikaye' sitesinin okuyucuları. Adım Ertan, 23 yaşındayım ve Siirt'te oturmaktayım. Bu siteyi…
Adım Nilgün, 51 yaşında, 1.65 boyunda, balık etinde, hafif dolgun kalçalı bir bayanım. 5 yıl…
Merhabalar. Adım Zerrin, 46 yaşında, esmer ve dul bir kadınım. 2 yıl önce bir trafik…